6.Sınıf Fen ve Teknloloji Canlılarda Üreme,Büyüme Gelişme Konu Anlatımı

İnsanlarda Üreme ,Büyüme ve Gelişme:
İnsanlarda erkek üreme organı sperm üretirken,dişi üreme organı yumurta üretir. Bir yumurta ile bir spermin birleşmesiyle bebek oluşmaya başlar. Erkek üreme hücresi olan sperm,dişi üreme hücresi olan yumurtaya göre daha küçük bir yapıya sahiptir.

                                                

Spermin yapısı; baş kısmı, orta kısım ve kuyruk olmak üzere 3 kısımdan oluşur.

Yumurta sperme göre daha büyüktür. Sperm hareketli iken yumurta hareketsizdir. Spermin hareket etmesini kuyruk kısmı sağlar.

Bir yumurta hücresi;hücre zarı, stoplazma ve çekirdekten meydana gelir.

Yumurta hücreleri insan vücudundaki en büyük hücrelerdir.

Sperm adı verilen erkek üreme hücreleri testislerde üretilir. Testislerde oluşturularak olgunlaşan spermler,sperm kanalı ile dışarı atılır. Bu salgı bezleri,spermin dışarı atılmasını kolaylaştıran salgıları üretir.

Dişi üreme hücreleri olan yumurta hücreleri,dişinin yumurtalıklarında oluşturularak depolanır.

Yumurta ve sperm annenin yumurta kanalında buluşarak gelişmeye başlar. Bu buluşmanın olabilmesi için yumurtalıklarda üretilen yumurta hücrelerinin yumurta kanalına girmesi gerekir.Döl yatağından annenin vücudunun dışına uzanan esnek bir kanal vardır. Döl yolu adı verilen bu kanal sayesinde spermler annenin döl yatağı ve yumurta kanalında ilerleyerek yumurta ile buluşur. Sperm ve yumurtanın buluşması ile döllenme gerçekleşir. Yumurta kanalında birleşerek gelişimine başlayan yumurta ve sperm,embriyoyu meydana getirir. Embriyo daha sonra döl yatağının yumuşak bir yastığa benzeyen duvarlarına tutunarak gelişimini burada devam ettirir. Embriyonun büyüyüp gelişmesi sonucunda bebek meydana gelir. Bebek doğana kadar döl yatağında kalır.Üreme,bir canlının(organizmanın) canlılığını sürdürmesi için gerekli değildir. Canlı,üreme hücreleri olmadan da yaşamını devam ettirebilir. Üreme olayıyla canlılar sadece nesillerinin devamını sağlar.
                                
Çocukluktan Ergenliğe Geçiş:İnsanlar bebeklikten başlayarak yetişkin bir birey oluncaya kadar sürekli bir değişme ve gelişme yaşarlar. Boyları uzar,kiloları artar. İnsanların değişim ve gelişimlerini bebeklikten itibaren fotoğraflarına bakarak görebiliriz. İnsanların gelişim dönemleri şöyle sıralanabilir. Bebeklik dönemi,çocukluk dönemi,ergenlik dönemi,yetişkinlik dönemi ve yaşlılık dönemi.

Ergenlik dönemi:Ergenlik döneminde bireyin vücudu,ruhsal durumu,duyguları,anne baba ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde değişimler meydana gelir. Ergenlik,çocukluktan erişkinliğe geçişin yaşandığı çok önemli bir dönemdir. Bu dönem ortalama 11 yaşında başlar ve 20 yaşına kadar devam eder. Ergenlik sürecinde kız ve erkeklerde birçok bedensel ve ruhsal değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler ergenliğe geçiş döneminde salgılanan hormonların etkisiyle gerçekleşir. Ergenli döneminde yaşanan ruhsal ve bedensel değişimler insanlardaki normal gelişim sürecinin bir parçasıdır. Ergenlik döneminin özellikle ilk yıllarında yaşanan bedensel değişimler bedenimize yabancılık çekmemize ve utanmamıza sebeb olabilir. Ancak unutmamalıyız ki bedenimizde gözlemlediğimiz tüm değişimler insanlarda gözlemlenen gelişim sürecinin doğal bir sonucudur. Bu değişimler çocukluktan yetişkinliğe geçiş yapıldığını gösterir. Bedensel değişimlerin yanı sıra,özellikle ergenliğin ilk dönemlerinde duygusal dalgalanmalara da sık rastlanır. Ergenlik dönemindeki bir kişi bir gün kendini keyifli hissederken ertesi gün keyifsiz ve sıkıntılı hissedebilir. Bu çok normaldir.

Ergenlik Dönemindeki Kişinin Özellikleri:
1.Kendini bir gün mutlu hissederken ertesi gün sıkıntılı hissedebilir.
2.Sık sık başkalarını eleştirir.
3.Ebeveynleriyle(anne ve babasıyla) sorunlar yaşayabilir.
4.Kimsenin kendisini anlamadığını düşünebilir.
5.Kendini huzursuz hissedebilir.
6.Zaman zaman içine kapanabilir. Sorun gibi algılanan bu olaylar unutulmamalıdır ki gelişimin doğal bir sonucudur.

Ergenlik Döneminin Sağlıklı Geçirilmesi İçin Yapılması Gerekenler:
1.Kişi arkadaşlarıyla düşüncelerini paylaşmalı ve onları dinlemelidir.
2.Kişi ailesiyle,arkadaşlarıyla sağlıklı iletişim kurmalıdır.
3.Boş zamanlarını iyi değerlendirmelidir.
4.Sosyal etkinliklere katılmalıdır.
5.Kişi spor yapmalı,hobilerine zaman ayırmalıdır.
6.Gerektiğinde uzman bir kişiden psikolojik destek almalıdır.


Üreme Sistemi

         
Canlıların soylarını sürdürebilmek için, kendilerine benzer yeni canlılar oluşturmalarına üreme denir. Tüm canlılar üreme yeteneğine sahiptir.
Bir canlının üreyebilmesi için kalıtsal maddesini, yavruya aktarması gerekir. Eşeyli (erkek ve dişi bireylerle) üreyen canlılarda kalıtsal maddeler üreme hücreleriyle aktarılır. Üreme hücrelerine gamet denir. Erkek üreme hücresi sperm, dişi üreme hücresi yumurta adını alır.

Dişi Üreme Hücresi (Yumurta):
Yumurta hücresi büyük ve hareketsizdir. Bol miktarda besin maddesi içerir ve sitoplazması çoktur. Kamçısı yoktur. Yumurtalar spermlere göre daha az sayıda üretilir.

Erkek Üreme Hücresi (Sperm ):
Sperm hücreleri yumurta hücresine göre çok küçüktür. Sitoplazmaları azdır. Kamçıları vardır ve kamçılarıyla hareket ederler. Baş, orta kısım ve kuyruk olmak üzere üç kısımdan oluşur. Kuyruk kısmı sayesinde hareket edebilir.
İnsanda üreme sisteminin temel görevi aynı olmakla birlikte, erkek ve dişi bireylerin üreme sisteminin yapılarında bazı farklılıklar vardır. Ayrıca köreltilse bile, bireyin beden sağlığını etkilemeyen tek sistemimizdir.

*Canlıları oluşturan birimlere hücre adı verilir.
* Hücrenin varlığının ve özelliklerinin bilinmesi mikroskobun bulunmasıyla başlamıştır. İlk kez Robert Hooke yaptığı basit mikroskopla şişe mantarının bir kısmını inceleyerek bal peteğine benzer yapılar görür. Gördüğü bu odacıklara hücre adını verir.
*Gelişen teknolojiyle birlikte mikroskopta gelişmiş ve daha sonra elektron mikroskobunun bulunmasıyla hücrenin pek çok özelliği açıklanmıştır.
* Günümüzden yaklaşık 400 yıl önce lensleri keserek gözlük üreten Zackairas Janssen tarihte ilk mikroskop olarak tanımlanan aleti yapmıştır.
* Hollandalı Antoni Van Leewenhook günümüzdeki mikroskoplara en yakın mikroskobu yapmıştır. Levwenhook gözle görülemeyen canlıların dünyasını inceleyen ilk bilim insanlarından biridir.
*Robert Hooke 1600 lü yıllarda ilk bileşik mikroskobu geliştirir. Mikroskopta gördüğü bitki hücrelerini anlatırken hücre terimini kullanan bilim insanı olarak tarihe geçti.

Bitki ve Hayvan Hücresi Arasındaki Farklar:
Bitki HücresiHayvan hücresi            
Köşeli bir yapıya sahiptir.Yuvarlak bir şekli vardır.
Hücre duvarı vardır.Hücre duvarı yoktur.
Kofulları büyük ve az sayıdadır.Kofulları küçük ve çok sayıdadır
Kloroplast vardır.Kloroplast yoktur.


Bitki ve hayvan hücreleri arasında farklılıklar olmasına rağmen tüm hücreler;hücre zarı,stoplazma ve çekirdek olmak üzere 3 temel bölümden oluşur.

 
1.Hücre Zarı:
Hücreyi dış ortamdan ayırır ve sarar. Hücreye şekil verir ve onu dış etkilerden korur. Üzerinde küçük delikler vardır. Bu delikler hücreye madde giriş çıkışını sağlar. Hücreye gerekli malzemeleri hücre içine alır. Hücre içinde oluşan atık maddeleri dışarı atar. Hücre zarı canlı,ince ve esnektir. Hücre zarı madde alışverişinde seçicilik gösterir. Kendisine gerekli olan maddelerin hücre içine girmesine izin verirken atık maddelerin dışarıya atılmasını sağlar. Zararlı maddelerin hücreye girmesine izin vermez. Bu yapısı ile hücre zarı seçici geçirgen özelliktedir.

2.Stoplazma:
Hücre zarıyla çekirdeğin arasını dolduran yumurta akına benzeyen sıvıdır. Hücre stoplazmasının içinde farklı görevleri olan bölümler vardır. Farklı canlılık olaylarının gerçekleştiği bu bölümlere organel denir. Hücrenin tüm yaşamsal faaliyetleri bu organellerde gerçekleşir. Hücredeki bu organellerin denetiminden düzenli ve uyum içerisinde çalışmasından hücre çekirdeğinin içindeki kalıtsal madde sorumludur. Hücre stoplazmasında bulunan organel ve görevleri şöyledir.

Mitekondri:
Hücreler farklı görevlerin yapılması için enerjiye ihtiyaç duyarlar. Hücre için gereken enerji mitekondriler tarafından üretilir. Mitekondriler hücrenin enerji ocaklarıdır.
Kloroplast:
Yeşil bitkilerde bulunur. İnsan ve hayvan hücrelerinde bulunmaz. Kloroplast organeli en çok yeşil bitkilerin yapraklarında bulunur. Bitkilerin yeşil renkli olmasını kloroplastların içinde bulunan yeşil renk verici maddeler sağlar. Kloroplastlar bitkilerin güneş ışığını kullanarak besin üretmelerini sağlar.

Koful:
Hem bitki hem de hayvan hücrelerinde bulunan bir organeldir. Bitki hücresindeki kofullar büyük ve az sayıdadır. Hayvan hücresindeki kofullar ise küçük ve çok sayıdadır. Genç bitki hücrelerindeki kofullar küçük,yaşlı bitki hücrelerinde ise büyüktür. Kofullar hücrede besin ve atık maddeleri depolamakta görevlidir.

Ribozom:
Protein sentezinin yapıldığı yerdir. Endoplazmik redikulumun çekirdek zarının üzerinde olabildiği gibi sitoplazma içinde serbest de olabilir. Aminoasit ve RNA bulundurur. Virüs hariç tüm canlılarda ribozom bulunur.
Sentrozom:
Yalnızca hayvan hücresinde bulunur. Sentriol denilen birbirine dik iki silindirik yapıdan oluşur. Görevi, hücre bölünmesi sırasında iğ ipliklerini oluşturmaktır.
Endoplazmik Redikulum:
Hücre zarı ile çekirdek arasında bulunur ve bunlar arasındaki ilişkiyi sağlar. Kıvrımlı bir yapısı olup, kanallar sistemidir. Hücre içi taşıma ve depolama sistemi olarak görev görür. İki çeşittir; ribozom taşıyanlar (granüllü e.r), ribozom taşımayanlar (granülsüz e.r). Granüllü endoplazmik redikulum, ribozom sayesinde protein sentezine yardımcı olur. Granülsüz endoplazmik redikulum ise yağ sentezine yardımcı olur.
Golgi Cisimciği:
Yapı olarak endoplazmik redikuluma benzer. Endoplazmik redikulumun kıvrılıp, üst üste yassı kesecikler oluşturmasıyla meydana gelir.
Başlıca görevleri şunlardır: Salgı maddelerinin üretilmesini sağlar.( vücudumuzun tükürük, ter, süt bezlerinde çok bulunur.) Depo görevi görür. ( hücrede yağ ve protein sentezi arttığında şişerek, hacmi büyür.) Lizozom ve koful oluşumunda etkilidir. Sindirim enzimi üretir. Yağların sentezinden, hücre zarının yapım ve onarımından sorumludur.
Sperm ve alyuvar hücrelerinde golgi bulunmaz.
Lizozom:
Yalnızca hayvansal hücrelerde bulunur. Bitki hücrelerinde benzeri yapılar vardır. Burada sindirim enzimleri bulunur. Görevi hücre içi sindirimidir. Hücre yaşlandığı zaman patlar ve hücrenin kendi kendini sindirmesini sağlar (intihar kesecikleri). Bu olaya otoliz denir. Ayrıca hücreye giren yabancı proteinleri ve protein yapısındaki maddeleri parçalarlar.
Karaciğer, dalak ve akyuvarlarda çok sayıda bulunur.
3- ÇEKİRDEK: Hücrenin bölünme ve büyüme faaliyetlerini yöneten kısımdır. Ökaryot hücrelerde bulunur. Genellikle hücrelerde tek çekirdek bulunur. Görevleri; hücreyi yönetmek, kalıtım bilgisini taşımak ve hücre bölünmesini sağlamaktır.
Çekirdeğin yapısını dört kısımda inceleyebiliriz:
1-Çekirdek Zarı: 
• Çekirdek içi ile sitoplazmayı birbirinden ayıran kısımdır.
• İki katlı olup, yapısı hücre zarına benzer.
• Üzerinde porlar bulunur ve tam geçirgendir (RNA ve ATP’yi geçirebilir.)
• Çekirdek ile sitoplazma arasında madde alış verişi sağlar.
2- Çekirdek Öz Suyu: Çekirdeğin içini dolduran, yapı olarak sitoplazmaya benzeyen kısımdır. İçinde su, organik, inorganik maddeler, nükleik asitler (DNA, RNA) bulunur.
3- Çekirdekçik: 
• Çekirdek öz suyunun yoğunlaşması ile oluşan kısımdır. Sayısı birden çok olabilir.
• Yapısında RNA ve proteinler bulunur.
• Protein sentezinde rol aldığı sanılmaktadır.
• Hücre bölünmesi esnasında kaybolur, sonra tekrar ortaya çıkar.
4- Kromatin İplikler: Çekirdek öz suyu içerisine dağılmış olan ağ ve yumak şeklindeki yapılardır. Hücrenin bölünmesi esnasında kısalıp kalınlaşarak kromozom haline dönüşürler. Kromozomlar protein ile genetik şifremiz olan DNA molekülleri taşırlar.

Yorum Gönder