7.Sınıf Fen ve Teknoloji Vücudumuzdaki Sistemler Konu Anlatımı

SİNDİRİM SİSTEMİ

Sindirim sisteminin ana organları ve yan organları bulunmaktadır. Eğer besin o organın içinden geçiyorsa bu organlar ana organlardır. Bir organ tarafından salgılanan salgılar besinlere dışarıdan ekleniyorsa bu görevi yapan organlara da yan (yardımcı) organ denilmektedir. Örneğin mideden besinler geçtiği için bir ana organdır. Fakat pankreas sindirim sistemine dışarıdan salgı göndermektedir. Bu durumda pankreas sindirim sistemi için bir yan organdır. 
Sindirim sistemi organlarını sırasıyla tanıyalım.
Ağız ve Dişler: Besinlerin dişler yardımıyla parçalandığı, mekanik sindiriminin yapıldığı yerdir. Ağızda besinleri ıslatıp yumuşatan tükürük salgısı bulunur. Tükürük salgısı içindeki enzimler karbonhidratların kimyasal sindirimini de gerçekleştirir.

Yutak:
 Yutağın görevi ağız boşluğuyla yemek borusu arasında bir kapı oluşturmaktır. Yutağın bir özelliği de soluk borusu ve yemek borusu arasında bir bağlantı bulundurmasıdır. Ağızdan nefes alabilmemizin dedeni budur.
Yemek Borusu: Yemek borusu da sindirim gerçekleşmeyen bir bölümdür. Yemek borusundaki kaslar peristaltik hareket denilen br yöntemle besinleri mideye doğru iter. Bir insan baş aşağı halde duruyor olsa bile yutkunabilmektedir.
Mide: Midede besinler mekanik ve kimyasal sindirimi gerçekleştirilir. Mide, kasılıp gevşeme hareketleri
yaparak besinleri mekanik olarak sindirmektedir. Bu yöntemle bulamaç haline getirilen besinler daha sonra kimyasal sindirime uğrarlar.
Mide özsuyu içinde bulunan mide asidi ve bazı enzimler kimyasal sindirimi gerçekleştirir.
Midede sadece proteinlerin kimyasal sindirimi gerçekleştirilmektedir.
İnce Bağırsak: On iki bağırsak, boş bağırsak ve kıvrımlı bağırsak olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. İnce bağırsağa pankreas ve karaciğerden gelen enzimler dökülmektedir. Bu sayede karbonhidrat, yağ ve proteinlerin kimyasal sindirimi tamamlanmış olur. Artık en küçük parçalarına kadar ayrılan besinler kana geçebilecek hale gelmişlerdir.
İnce bağırsak yüzeyindeki emici tüyler besinleri emerek kan damarlarına aktarırlar.
Pankreas: Sindirim sisteminin yan (yardımcı) bir organıdır. Tüm besinlerin kimyasal sindirimini yapan enzimler salgılar. Pankreas hem sindirim enzimleri hem de hormon üreten bir bez olduğu için “karma bez” olarak tanımlanmaktadır.
Karaciğer: Safra kesesi yardımıyla safra salgısı üretir. Safra sıvısının görev büyük yağ tanelerini küçük yağ parçalarına dönüştürerek mekanik sindirim gerçekleştirmektedir.
Karaciğerin bir başka göre ise proteinlerin sindirimiyle oluşan zehirli amonyak maddesini üreye dönüştürmektir.
Kalın Bağırsak: Kalın bağırsakta sindirim gerçekleşmez. Sindirilmiş besinlerden geriye kalan posa kalın bağırsakta ilerlerken su ve minerallerin emilimi gerçekleştirir.
Anüs: Besin maddelerinin vücudumuz tarafından kullanılamayan bölümlerinin dışarı atılmasını sağlar.
 

BESİNLER
AĞIZ
MİDE
İNCE BAĞIRSAK
KALIN BAĞIRSAK
KARBONHİDRAT
+
-
+
-
PROTEİN
-
+
+
-
YAĞ
-
-
+
-
Besinlerin sindirim alanlarını gösteren yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi tüm besinlerin kimyasal sindirimi ince bağırsakta tamamlanır. Kalınbağırsakta sindirim gerçekleşmez.
Sindirim Sistemi Hastalıkları..
• Kolera :Kolera (Vibrio cholerae) bakterisinin neden olduğu bağırsak enfeksiyonu ve şiddetli ishal ile ortaya çıkan bir hastalıktır.
• Dizanteri :İnsanlarda kanlı ishal, şiddetli karın ağrısı, gerekmediği halde dışkılama isteği duyma hastalığıdır.
• Ülser : Mide mukozasının alkol, sigara ve asitli içecekler nedeniyle zedelenmesiyle oluşur.
• Siroz : Alkol ve sigara sayesinde karaciğer hücrelerinin kendini yenileyememesi sonucu oluşur.
• Tifo :Kirli içme suları ve pis yiyeceklerden bulaşan bulaşıcı bir hastalıktır.
• İshal : Dışkının sık olarak sulu veya yumuşak çıkması durumudur.
• Sarılık :Kandaki vücuda renk veren maddelerin değerinin değişmesi sonucu deri ve mukozaların sarı renk alması durumudur.
• Gastrit :Alkol, tütün, kimyasal maddeler ile bakteriler ve virüslerden dolayı oluşan hastalıktır..
• Hıçkırık :Diyafram kasının birden kasılması sonucunda ses tellerinin arasındaki açıklığın istem dışı kapanması ile gerçekleşen ani soluk alımı ve bu sırada bir ses dışarı çıkmasıdır.
• Kabızlık :Kabızlık, bağırsak hareketlerinin normale göre azalması durumudur. • Reflü :Mide asidinin mideden yemek borusuna kaçması hastalığıdır.
• Gıda Zehirlenmeleri: Besin kaynaklı hastalık, içine yabancı etmen karışmış besin tüketimi sonucu meydana gelen herhangi bir hastalıktır. Genelde besin zehirlenmesi de kullanılsa da bu genelde hatalıdır. Gerçek besin zehirlenmesi besinde bulunan yabancı bir kimyasal madde veya doğal toksini yemek yoluyla meydana gelir. Besin kaynaklı hastalıkların çoğu aslında patojen bakteri, virüs, prion veya parazitlerin neden olduğu besin yollu enfeksiyondur. Bu tür enfeksiyonlar genelde besinin hatalı depolanması, hazırlanması veya servisinin yapılmasından kaynaklanır. Yemek hazırlanması sırasında, onda evvel ve sonra hijyen kurallarına uyulması bir hastalığın bulaşma olasılığını azaltır.
• Mide kanseri : Sindirim sistemi organlarından midenin herhangi bir parçasından gelişebilen bir kanser türü. Başta yemek borusu ve ince bağırsak olmak üzere başka organlara da metastaz yapabilir. Nedenleri Beslenme alışkanlığının önemli rol oynadığı mide kanseri, gereğinden çok tuz tüketimi, sebze ve meyve alımının yetersizliği gibi alt yapılara dayanır. Yanmış ya da yeterince pişmemiş kırmızı et tüketimi de bu nedenler arasındadır. Sigara içenlerin içmeyenlere oranla yakalanma riski iki kat daha yüksektir. Aşırı kilolu olmak bazı kanser türlerinde riski artırır. Mide kanseri bunlardan biridir. Ailede görülmüş olması da mide kanseri riskini artıran unsurlardandır.
• Kolon kanseri : Kolon diye adlandırdığımız kalın bağırsak, yaklaşık 2 metre uzunluğundaki sindirim sisteminin ince bağırsaktan sonra gelen kısmıdır. Özellikle batılı ülkelerde sık karşılaşılan kolon kanseri oldukça büyük bir öneme sahiptir. Toplumda görülme sıklığı 10000 de 5 dolayındadır. Erkekte ve kadında eşit oranda görülen kolon kanseri bütün kanserler içinde görülme sıklığı bakımından 3. sırada yer alır. Kolon kanserinin nedeni kesin olarak bilinmemektedir fakat oluşumunda etkili olan bazı çevresel ve genetik nedenler vardır. Kalıtsal etkenler bu konuda büyük öneme sahiptir. Ailesinde kolon kanseri olan kişilerde kansere yakalanma ihtimali normalden daha yüksektir. Ayrıca daha önceden meme ve yumurtalık kanserini geçirmiş kişilerde ve ailelerinde kolon kanseri sıklığı daha fazladır. Beslenme, kolon kanserinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle Batı tipi diyet kanser ihtimalini arttırır. Kolon kanserinin oluşmasında hayvansal yağların tüketiminin etkili olduğu araştırmalar sonucu saptanmıştır. Ayrıca bazı kimyasal maddeler kanser nedenleri arasındadır. Sanayi işçilerinde, bazı fabrikalarda çalışanlarda kolon kanseri görülmesi kimyasal maddelerin etkisini ortaya koymaktadır.
• Pankreas kanseri: yağ ve proteinlerin sindirilmesine yardımcı olan enzimlerin üretilmesi ve aralarında insülinin de bulunduğu hormonları salgılamak gibi temel işlevleri bulunan pankreastaki sağlıklı hücreler anormalleşerek hızla çoğalmaları sonucu ortaya çıkan hastalık. Anormal hücreler, pankreas'ta kist olarak adlandırılan bir kütle meydana getirirler. Belirtileri Sarılık, karaciğer büyümesi, sindirim güçlüğü, kilo kaybı, ağrı, iştahsızlık, kaşıntı, diabetes mellitus, bulantı, karında hassasiyet, karın boşluğunda sıvı birikmesi. Hastalık sarılık olarak kendini gösterdiğinde, genellikle tehlikeli safhada olduğunu göstermektedir.
       BOŞALTIM SİSTEMİ
       Canlılığın devam etmesi için dışarıdan alınan besinler sindirime uğrarlar ve hücrelerde çeşitli görevler için kullanılırlar. Bazı besinler enerji vermek, bazı besinler yapıcı-onarıcı görevler yapmak, bazı besinler ise vücuttaki olayları düzenlemek için kullanılır. 
Hücrelerimize giren besin maddelerinin tamamı kullanılır mı? Her olayda olduğu gibi hücrede kullanılan maddelerin de bir kısmı kullanılamaz halde olduğu için artık madde olarak dışarı atılır. Yani hücreye giren maddelerin %100′ü kullanıp tükenmez.
 Yandaki resimde de görüldüğü gibi atık maddeler dışarı atılırken toplardamarlara bırakılmaktadır.
Hücrede atık maddelerin oluşmasını bir odunun yanmasına benzetebiliriz. Odunlar enerji vererek yanarlar ve geriye kül bırakırlar. Hücredeki olaylar da buna benzemektedir. Besinler çeşitli görevlerde kullanılır ve geriye atık maddeleri kalır.
Toplardamara bırakılan atık maddeler kan yoluyla taşınırlar ve vücudun dışına çeşitli şekillerde dışarı atılırlar.
Bazı atıklar solunumla, bazıları terlemeyle, bazıları dışkılamayla, bazıları ise idrarla dışarı atılırlar.
Boşaltım Sistemi Organları
1- Böbrekler
Hücrelerde oluşan artık maddeler kana geçerler. Kirlenmiş olan bu kan eğer temizlenmezse zamanla gerçek görevini yapamaz hale gelir. Canlılığın devam etmesi için kandaki artık maddelerin temizlenmesi gerekmektedir. Böbreklerin görevi kirlenmiş olan kanı süzerek temizlemektir. Süzülme işleminden sonra oluşan atıklar çeşitli işlemlerden sonra idrar olarak dışarı atılır.
Yukarıdaki resimde böbreğin yapısı gösterilmektedir.
Böbrekler iki tanedir, bel omurlarının iki yanında bulunur. Şekil olarak fasulyeye benzeyen böbrekler yaklaşık 10cm uzunluğundadır.
Böbrek Atardamarı: Böbreğe kirli kanı getirir. ( Oksijeni ve artık maddesi fazla olan kanı taşır. )
Böbrek Toplardamarı: Süzülen kanı vücuda dağıtır. ( Karbondioksiti fazla, artık maddesi az olan kanı taşır)
Nefron: Kanı süzmekle görevli olan böbrek bölümüdür. Her böbrekte yaklaşık 1 milyon tanedir.
Böbrekte kanın süzülmesi şu aşamalardan geçerek gerçekleşir:
  • Kan böbrek atardamarı yardımıyla böbreğe ulaşır ve süzme birimi olan nefronlarda süzülür.
  • Yararlı maddeler emilerek tekrar kana verilir.
  • Süzülerek temizlenen kan böbrek toplardamarıyla böbreklerden çıkar.
  • Süzülme sonrasında kalan su, üre ve tuz idrar denilen sıvıyı oluşturur.
  • Oluşan idrar üreterle(idrar borusu) idrar kesesine taşınır.
  • İdrar üretradan dışarı atılır.




2 – Deri
Derinin boşaltımdaki görevi terlemeyi sağlamaktır. Terin içinde su, tuz ve bazı atık maddeler bulunur. İnsan vücudunda yüz, ayak ve elerde yoğunluklu olmak üzere 2 – 5 milyon arası ter bezi bulunur.
Hastalandığımızda veya hareket edip vücudumuz ısındığında çabucak terleriz. Bunun nedeni ter zerreleri buharlaşırken vücudun soğumasını sağlamaktır.
-



3 – Akciğerler

 Akciğerler biri sağda diğer solda olmak üzere iki tanedirler ve göğüs kafesi içinde bulunurlar.
Akciğerlerin boşaltım sistemindeki görevi kanda bulunan karbondioksit ve suyu solunumla dışarı vermektir.
? Nefesimizde su buharı bulunduğunu kanıtlamak için cam şunu deneyebiliriz: Pencerenin camına oldukça yakından nefesimizi üflersek camda bir buğulanma oluşur. Bu buğu hepimizin bildiği su buharıdır.
4 – Karaciğer
Vücudun sağ tarafında, diyafram kasının altında bulunan karaciğerin ağırlığı yaklaşık 2Kg’dır. Koyu kırmızı renkte olduğu için bu ismi almıştır. Karaciğerin boşaltım sistemindeki görevi proteinlerin sindirimi sonrasında oluşan Amonyak gibi zehirli maddeleri Üreye çevirerek vücudun zarar görmesini engellemektir.
5- Kalın Bağırsak
Kalın bağırsak sindirim sonrası kalıntıların dışkı şeklinde atılmasını sağlar. Dışkının içeriği besin atıkları, su ve safra sıvısıdır.
Boşaltım Sisteminde (Böbreklerde) Görülen Hastalıklar :
Boşaltım sisteminde; böbrek iltihabı, böbrek taşı, böbrek yetmezliği, idrar torbası ve idrar yolu iltihabı, nefrit, üremi, albümin, sistit, şeker hastalığı ve yüksek tansiyona bağlı olan böbrek rahatsızlıkları görülür.

a) Böbrek İltihapları :

Böbreğin öz bölgesinde veya havuzcuğunda görülür. İdrar tutamama, bel ağrısı, halsizlik, üşüme, ateşlenme gibi belirtileri vardır.

b) Böbrek Taşları :

İdrardaki madensel tuzların (kalsiyum tuzları, D vitamini ve azotlu bileşiklerin), idrar kanalcıklarında veya havuzcukta veya idrar borusunda birikmesi ile oluşur. Erkeklerde daha fazla ortaya çıkar. Sancı ve idrarda kan görülmesi gibi belirtileri vardır. (Taş oluşumunun önlenmesi için günde yeterince su içilmeli, süt ve süt ürünlerinin aşırı tüketiminden uzak durulmalıdır.) Böbrek taşlarının tedavi yöntemlerinden biri taş kırmadır. Bunun için yüksek enerjili (ultrasonik) ses dalgaları kullanılır ve ses dalgaları cilde ve böbreklere zarar vermeden taşları kırabilir. Kırılan taşlar idrarla dışarı atılır. Büyük ve kırılamayan taşlar ise ameliyatla alınabilir.

c) Böbrek Yetmezliği :

Böbreklerin tamamen veya kısmen (%80) görevini yerine getirememesi hastalığıdır. Bu hastalığı taşıyan insanların kanındaki su, üre, ürik asit ve madensel tuzları temizlenmesi için DİYALİZ makinesine bağlanması veya böbrek naklini yapılması gerekir. Diyaliz makinesi, idrarla atılamayan su, üre, ürik asit ve madensel tuzların kandan süzülerek kanın temizlenmesini sağlar. Bu yöntem, kalıcı tedavi sağlamaz. Kalıcı tedavi için böbrek naklinin yapılması gerekir. Organ nakli, canlı bir kişinin bir böbreğini (sağlıklı bir kişi tek böbrekle de yaşayabilir ) ya da yeni ölmüş ama organları hala canlı birinin böbreğini alarak yapılabilir.

d) Nefrit :

Nefronların iltihaplanması hastalığıdır. Yüz, göz ve ayak bileklerinde şişme gibi belirtileri vardır. Bulaşıcı hastalıklar sonucu oluşur.

e) Üremi :

Böbrek yetmezliği sonucu idrarla atılması gereken zararlı ve atık maddelerin atılamayıp kanda (vücutta) birikmesi sonucu ortaya çıkan hastalıktır.

f) Albümin :

Nefronların görevini yapamaması sonucu, proteinli maddelerin idrara geçmesidir.

g) Sistit :

Üreme organları veya kan yoluyla gelen mikropların, idrar yollarında oluşturduğu yanmadır.

Boşaltım Sisteminin Sağlığı ve Korunması :

1- Yeterli miktarda sıvı alınmalıdır. (Böbreklerin rahat çalışması için bol sıvıya ihtiyacı vardır. Alınan sıvı miktarı sıcak ve kuru havalarda arttırılmalıdır. Günlük en az 2 litre su alınmalıdır.)
2- İdrar uzun süre tutulmamalıdır. (Böbrek taşları oluşabilir).
3- Böbrekler ve idrar yolları soğuktan korunmalıdır. (Böbrek sağlığı için).
4- Aşırı acı ve baharatlı yiyecekler yenilmemelidir.
5- Düzenli banyo yapılmalıdır. (Derideki gözeneklerin açılması için).
6- İçilen su ve yenilen besinler temiz olmalıdır.
7- Böbrek iltihabı rahatsızlıklarında tedavi yarıda kesilmemeli ve ilaçlar zamanında alınmalıdır.
8- Diş çürükleri ve boğaz iltihabı hemen tedavi ettirilmelidir. (Çürük veya iltihaba yol açan mikroorganizmalar, kalıcı böbrek rahatsızlıklarına yol açabilir.)
9- Kişisel temizliğe dikkat edilmelidir.

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER
İnsan vücudunun özelliklerinin ilk keşfedilmeye başladığı yıllarda, bilim insanları vücudumuzda gerçekleşen binlerce olayın nasıl olup da düzenli bir şekilde yapıldığına şaşırmışlardır.
Eğer vücudumuzda gerçekleşen olayları biraz daha yakından incelersek bulacağımız sonuçlar bizleri de hayrete düşürebilir. Vücudumuz birçok olayı biz farkında olmadan gerçekleştirmektedir. 
Örneğin, uyuduğumuzda hala nefes almamız, heyecanlandığımızda kalbimizin hızla çarpması, göz kapaklarımızın bir tehlike karşısında anında kapanması, besinlerin sindirilmesi, kan şekerinin ayarlanması gibi birçok karmaşık olay vücudumuz tarafından hızla gerçekleştirilir.
Düzenli bir şekilde gerçekleşen bu vücut olaylarının bazı merkezler tarafından yönetildiğini düşünmek zor değildir.
Denetleyici ve Düzenleyici Sistemler olarak bilinen bu sistemlerin görevi vücutta gerçekleşen olayları düzenlemektir.
• Denetleyici ve Düzenleyici Sistemler iki gruba ayrılır:

1. Sinir Sistemi

2. İç Salgı Bezleri

1. Sinir Sistemi

Sinir sisteminin görevi vücuda dışarıdan gelen uyarıların değerlendirilmesi, uyarılara uygun tepkilerin vücutta oluşmasını sağlamaktır. Örneğin;
• Sıcaklık uyarısı karşısında terleme cevabı,
• Korku uyarıcısıyla heyecanlanma tepkisi,
• Işık uyarısıyla görme olayının gerçekleşmesi,
• Bilgilerden yola çıkarak düşünme, yazma, okuma gibi olayları sinir sistemimiz gerçekleştirir.
Sinir sistemi de iki guruba ayrılmaktadır.

a- Merkezi Sinir Sistemi
Merkezi sinir sistemi organlardan oluşmaktadır. Bu organlar şunlardır:
• Beyin
• Beyincik
• Omurilik Soğanı
• Omurilik
Omurilik soğanı hariç diğer organlarımız kafatası içinde yer alır. Omurilik ise ense bölgesinden kuyruk sokumuna kadar uzanır.
Beyin: 
5 duyu organından gelen bilgileri değerlendirir.
Konuşma ve isteğimizle yaptığımız(istemli) davranışları yönetir.
Acıkma, susama, uyku ve uyanıklık halimizi belirler.
Vücudumuzun sıcaklığını ve kan basıncını(tansiyon) düzenler.
Beyincik:
Vucudun denge ve hareketini ayarlar.
Kol ve bacaklarmınızın uyumlu şekilde çalışmasını sağlar.
Omurilik Soğanı:
İsteğimiz dışında çalışan iç organlarımızı yönetir. (Karaciğer, mide, akciğer)
Solunum, dolaşım, boşaltım ve sindirim sistemimizi yönetir.
İsteğimiz dışında da gerçekleştirilen solunum, yutma, kusma, hapşırma, öksürme, kusma, çiğneme gibi olayları yönetir.
Omurilik:
Beynimizle vücut organları arasında bilgi taşınmasını sağlar.
refleks davranışlarını gerçekleştirir.

Merkezi Sinir Sistemi Şeması
B- Çevresel Sinir Sistemi
Merkezi sinir sisteminin gönderdiği bilgilerin organlara ulaştırılması, organlardan gelen uyarıların beyne taşınması çevresel sinir sistemi sayesinde gerçekleştirilir. Çevresel sinir sistemi vücudun her tarafını saran sinir hücrelerinden (nöronlardan) oluşmuştur.
Çevresel sinir sisteminin görevini biraz daha açıklamak gerekirse;
Örneğin, beyin “yazı yazma” kararı almışsa bu kararın parmak kaslarına kadar ulaşmatırılması gerekir. Aksi taktirde alınan kararlar gerçekleştirilemez. Bu bilgileri ulaştıracak yapılar sinir hücrelerinden oluşmuş olan çevresel sinir sistemidir.
Yine sıcak bir cisme dokunduğumuzda “sıcaklık” uyartısının beyne taşınması gerekmektedir.

İÇ SALGI BEZLERİ
Çeşitli sıvılar salgılayabilen organlara “bez” ismi verilir.(Tükürük bezi gibi)
İç salgı bezleri Hormon ismi verilen özel sıvılar üreten organlardır. Hormonların her biri çeşitli vücut özelliklerini düzenlemekle görevlidir. 
Hormonlar:
• İç Salgı Bezlerinde üretilir.
• Kan yoluyla taşınır
• Etkileri geç görülür ama uzun süre devam eder.
Aşağıda bazı iç salgı bezleri ve bunların ürettiği hormonların görevleri verilmiştir. Tabloda verilenlerden başka hormonlarda bulunmaktadır.
İÇ SALGI BEZLERİSALGILADIĞI HORMONHORMONUN GÖREVİ
HipofizBüyüme Hormonu
  1. İç salgı bezlerinin çalışmasını düzenler
  2. Büyümeyi sağlar
  3. İç salgı bezleri ve sinir sistemi arasındaki uyumu sağlar
TiroitTiroksin HormonuVücudumuzdaki kimyasal olayları (metabolizma) ve büyüme, gelişmeyi düzenler.
BöbreküstüAdrenalin HormonuHeyecan, öfke, korku, coşku anlarında metabolizmayı hızlandırır.
PankreasİnsülinKan şekerini düşürür.
GlukagonKan şekerini arttırır.
Eşeysel HormonlarYumurtalıkEşeysel Hormonlar
(östrojen, progesteron)
  1. Ergenlik döneminde dişiye ait özellikleri geliştirir.
  2. Dişi üreme hücreleri olan yumurtaların gelişmesini sağlar.
TestisEşeysel Hormonlar
(testosteron)
  1. Ergenlik döneminde erkeğe ait özellikleri geliştirir.
  2. Erkek üreme hücresi olan spermlerin oluşmasını sağlar.
İç salgı bezlerinin vücuttaki yerlerini gösteren şekil:

Yorum Gönder